"Yeni Özgür Politika" vom 19.April
Hier können Sie den Artikel bei "Yeni Özgür Politika" lesen19 Aralik 2006
Almanya’nın Hessen Eyaleti’nin en genç avukatı ünvanını alan Kürdistanlı Hasan Dilman, yıllarca avukat olabilmek için çaba harcadı. Dilman, başarısının sırrını anadilini iyi bilmekle bağlantılandırıyor.
12 yaşındayken Almanya’ya gelen Hasan Dilman ile okuma macerasını, yaşadığı zorlukları ve yapmak istediklerini konuştuk.
Almanya’ya geldiğimde 12 yaşındaydım. Burada altı ay kaldıktan sonra yaşadıklarım ve gördüklerim beni çok etkiledi. Ailem, yakınımızda yaşayan Kürdistanlılar ve yabancı insanların yaşadıklarını bizzat yaşadım. Daha çocuk yaşta büyük insanların sorunları ile uğraşmak, resmi dairelerde, avukatlarda, doktorlarda hatta alışverişlerde onlara tercümanlık yapmak, onları öyle çaresiz görmek beni çok etkiledi. Ve o zaman karar verdim. Seçeceğim meslek, çaresiz insanlara yardım edebileceğim bir meslek olmalıdır.
Ama bende o insanlardan farklı değildim, okuma şansım çok azdı. Çünkü ben burada 7. sınıftan okula başlamak zorundaydım ve Hauptschule’den sonra yüksek tahsil yapmak nerdeyse imkansızdır. Şansımı zorlamalıydım. Kısa bir örnek vermek istiyorum: Ben 9. sınıftaydım. İş ve işçi bulma kurumundan (Arbeitsamt) meslek danışmanı okulumuza geldi ve sınıfımıza ögretmenimizle beraber girdi. Bize, “herkes yapmak istediği mesleği bir kağıda yazsın ve bana versin” dedi. Ben de kağıda “avukat ya da doktor olmak istiyorum” diye yazdım. Kağıtlarımızı onlara verdik ve sırasıyla kağıtlar okundu. Sıra benimkine gelince danışman, “ayağa kalk” dedi. Bana, “sen avukat ya da doktor olmak istiyormuşsun” dedi. Ben de “evet” dedim. Ben evet deyince danışman ve öğretmenim benimle alay ederek, dakikalarca güldüler. Ve bana, “ bu okuldan (Hauptschule) sonra seçtiğin meslekleri okumak imkansız ve çok zor.” O andan sonra kendime verdiğim tek söz, “ben okumalıyım ve başarmalıyım” oldu.
Evet çok zorlandım. Ortaokulu (Hauptschule) birincikle bitirdim ama
yüksek tahsil yapma şansım çok azdı hatta imkansızdı.
Önce çaresizlikten meslek okuluna başladım ve ticareti okudum. Orada
da mesleğimi birincilikle bitirdim ama hiç rahat değildim. Mutlaka
liseyi okuyup, üniversiteye gitme hakkını kazanmalıydım.
Liseye başvurdum ve kabul edildim. Üç sene liseyi yüksek derece ile okuduktan
sonra hukuk okuma şansını elde ettim.
2000 yılında Giessen Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne
başladım. Üç sene boyunca tüm zorluklara katlandım ve okudum.
2004-2006 yılları arasında iki sene değişik yerlerde staj
yaptıktan sonra Kasım 2006’da en yüksek puanla savcılık,
hakimlik ve avukatlığı kazandım.
Öncelikle dil, Almanya ne kadar demokratik bir ülke olsa bile bir yabancı olarak burada okumak, çalışmak zorlukları da beraber getiriyor. Yabancı bir ülkede, yabancı bir dille okumak en büyük zorluklardan biriydi, benim için. Avrupa’da yaşayan Kürt gençlerine bir çağrı yapmak istiyorum. Önce ellerindeki imkanları değerlendirerek, dil öğrensinler. Tabii anadillerini dört dörtlük bilmeleri gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, başarının bir nedeni de anadilden geliyor. Anadilini iyi bilirsen başarılı olursun.
Hayır. Başta da belirttiğim gibi, tek hedefim vardı; o da, insanlara hizmet etmek. Savcı ve hakimler devleti savunur, devlet çıkarları için ellerinden geldiği kadar kanunları sıkıştırırlar. Ben hukuku, devlete hizmet etmek için okumadım. Tam tersine savcı ve hakimlerin sıkıştırmak istedikleri kanunları, açmak istiyorum. Devletin yaptığı hataları, kanun yolu ile doğrulamak, insanlara yapılan haksızlıkları kanun yoluyla açığa çıkarmak istiyorum. Çaresiz insanlara yardımcı olmak istiyorum. Yani hedefim avukatlıktı ve bunu en iyi şekilde yapmaya çalışacağım.
İlk hedefim mesleğimde başarılı olabilmek için doktoramı bitirmek. İleride halkıma daha çok yardımcı olabilmek için, siyaset yapmak istiyorum. Avukatlık da bir nevi siyasettir. Ama dediğim gibi ilk hedefim mesleğimde basarılı olmaktır. Halkıma daha fazla hizmet vermek istiyorum. Kürt halkı çok zorluk yaşadı, çok bedel verdi. Tüm imkanlarımı; ailem, arkadaşlarım ve halkım için kullanmak istiyorum. Her zaman halkımın yanındayım, onlarla birlikte yürüyeceğim.
1980 Şırnak’ın İdil (Hezex) ilçesine bağlı Sulak (Bafe) köyünde doğdu. İlkokul 3. sınıfa kadar orada okur. 1992 yılında siyasi nedenlerden dolayı ailesiyle birlikte ülkesini terkederek, Almanya’ya sığınma talebinde bulunur. Almanya’nın Kassel kentine yakın Homberg Oberaula’ya yerleşen Dilman, orada 7. sınıftan ortaokula (Hauptschule) başlar. Ortaokulu birincilikle bitirdikten sonra, 1995-1997 yılları arasında Homberg’te meslek okulunda ticaret üzerine okudu. 1997-2000 yıllarında Giessen’de liseyi okuduktan sonra, 2000-2003 yıllarında Giessen Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 2004-2006 yılları arasında değişik yerlerde staj yaptıktan sonra Ekim 2006’da yüksek derece ile savcılık, hakimlik ve avukatlığı kazandı. Şu anda hukuk doktorası yapan Dilman, Almanya’nın Hessen Eyaleti’nin en genç hukukçusu ünvanına sahip. Giessen’de avukatlık bürosu açan Hasan Dilman, evli ve iki çocuk babası.